Monday, December 20, 2010

(b)alık gibi :)








"seni seviyorum! 
bütün yorgunluğuna rağmen"



tüm zamanların ötesinde!
dokun(a)madan,gör(e)meden  anlıorum seni

inancımıza,inadımıza...sana!...rağmen...
sahip  çıkıorm içimdeki bize!


ve iyi kötü ne varsa 
baştan kabul ediorum yolunda
günahsa, 
bedelini sende ödemeye razı oluorum aslında...

öl(m)üyorum!
ömür gibi seviorum ben seni….


zaten birbirimizi severek doğmuşuz gibi..


Friday, December 17, 2010

aşk için araf vakti!

 elimizde bi bavul yürüyoruz… 

içinde çocukluğumuzdan,aşkımızdan,olgunluğumuzdan kalma yaralar...

kabuk bağlamış...

kaşıyıp, kanıyoruz...

bize normal gelen tuhaflıklarımız var...yüklerle gidiyoruz her yeni ilişkiye..




acılar koleksiyonumuz var,korku senaryolarımız...
sergilemesek de 
saklıyoruz...
içten içe mutsuz, içten içe umutsuz...
dışarıdan bakınca nasıl da güçlü...oysa!

gerçek kimliğiyle yaşa(ya)madan karmaşaya kapılmış gidiosak
ve aşka inananlar elin parmaklarını geçmiosa artık...
acılarımızın sebebini anlamadan yaşıosak
ne yaşa(yama)yıp bitir(eme)diysek 
ve inanmıosak mutlak sebebine!
mümkün diil yüklerden kurtulmak... 

ispat etmeye çalışırken aşk kendini 
inanmamaya devam ediosak inatla
karşımızdaki insanı suçluosak hep
değişmio
ve
işine gelirse diosak...

niye kıyameti bekliyoruz ki... 

çoktan hoşgeldi!









kulağımın içi kaşınıyor....




güzel yazıdır...okuyun...

felaket..... önce azar azar başlıo kaşıntı,geceleri... sonra artıo...kaşımak da bi zor ki kulağın içini... bi türlü geçmio. 'ne yapsam acaba?' diorum...

günler geçtikçe daha da artıo...... doktora gitmeye karar veriorum.....arkadaşlarıma soruorum...'tanıdığınız iyi bi kulak burun boğazcı var mı?' diye....'n'oldu ki?'diye soruo arkadaşlarım.'...kaşınıo kulağım' diorum....'uyuyamıorum geceleri, kulak kaşınmasından!'...

bi doktorun adını söylüo bi tanesi.... 'çok iyi doktordur' diyor... 'kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini iyileştirir.' ..gidiorum doktora...gözlüklü, şirin bi amca... elinde bi büyüteç, kulağıma bakıo....şaşırıorum önce. 'içinde kaşıntı var' diorum.'öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki?'..........'yok' diyor, 'ben çoktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıorum.'.........

'nedir?' diorum doktora

'eski sözler kaçmış kulağınıza' diyor....

'nasıl yani?' diorum......

'kimin sözleri?'.....

'bakıcaz' diyor....

sonra bi alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer bir alet çıkarıo...

'yan durun....kıpırdamayın' diyor bana.... biraz irkiliorum...

'eski sözler' diyorum, 'ha?'.................

cımbızın ucu kulağıma girio,canımı acıtmıo nedense....

'bi erkek sesi bu' diyor.... sanki bir uğultu duyuorum...
cımbızı çıkarıo kulağımdan...

'yalan kaçmış kulağınıza!' diyor.... doktor...
yalana bakıorum...
küçücük bi şey gibi gözüküo!

'vay be!................ günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş?
hangi yalan peki?' diorum.

'durun, bekleyin' diyor doktor... 'dikkatli olmamız lazım...tekrar kulağınıza kaçabilir...
önce şu deney tüpünün içine koyalım....sonra serbest bırakırız.'..

yalanı tüpün içine koyuyo.... kapağını da kapıo tüpün....serbest kalıo yalan...

'seni seviyorum' 
diye cılız bi ses gelio tüpün içinden......

'yalanmış ha?' diorum....

kulağım bile anlamış...kalbim hala anlamıo....




 p.s.kar yağ(m)ıyor ve ben seni sev(m)iorum!çok özle(me)dim  gel(me)!







Thursday, December 16, 2010

bi aşk ne zaman ölür

gönülsüz gidişleri olur  bazen aş(ı)kların...
işte o an 
aşk...
ölmez!

tarifesini şaşırmış tramvay geçer hayatımızın ortasından
tarifeli aşklarımıza tezat..
içinde miyiz dışında mı
bil(e)meyiz...
hayatımız bize biz kaderimize inat.. 
ne yollar biter ne masallar bu güzergahta..
ne de aşk!

sonunda gün boyu dönüp dururuz düşüncelerimizin içinde
yırtıp çık(a)mayız kabuslarımızı.. 
ömür geçer..
 
bazen istenen şeyler için çok geçtir ya da çok erken...
sanki hayat sondan başa doğru gitmeli/en dolu-en tecrübeli zamandan seçilmeli yaşamın yolu..belki..tabiki biliorum-bu sadece bi hayal!

akıl kıvama geldiğinde bi bakarız yol yarılanmış...
bi tek aşka geç kalınmıo galiba :)

arasıra yap(a)madıklarıma sızlasa da içim-şimdiki aklımda yine-yeniden yapardım biliorum...ve olduğum kadına devam ederdim diorum...

ben herşeyi tüm acılarına rağmen seviorum..gözümün kalbinden akan aşk(ım) da buna dahil…


kaç kere kırılınca hayalleri aklı başına gelir insanın... derim hep..
hiç kere işte!
hele o akıl kaçtı mı aşka bi kere…

hep ayrılıklarda aranır ya aşkın ispatı!oysa sadece ayrılış şeklidir insanı acıtan...
aşk mı?

kokusu değişince insanın
gelmeyince içinden artık yazmak...

AŞK

sol unutulup hep sağa gidilince
yastığın altındaki adam ölünce
tavanda onu gör(e)meyince
muzik susunca
ayna(m)daki sen yok olunca
melekler sözlerini unutunca
yıldız kuyruğuna bağlı hamak kopunca
kısaca...
vazgeçince iki taraftan biri 
susunca...
ÖLÜR...







Tuesday, December 14, 2010

kaç vur(uş) bu notalar


DOlunay evresi ve kedi terbiyecisi!

kör olası  REddedişler de olmasa!paha biçilmez bi hikaye! ısıran  kedi ile kükreyen terbiyeci...muhteşem dönüşüm ikilisi (Mİ)...
FAre kapanında dil peyniri!ve SOL yanda tırmık izleri!

kedi bu!sağı solû belli Mİ ki?"

LAkin severiz biz dengesizliği! biri sıcak ev kediSİ,diğeri  sokakların efendisi...
Sİyah-beyaz ve gri!kış onların rengi!

Dolunay evresinde kedi ve terbiyecisi...
REşit insan ilişkisi :))
Mİ!
FArzedelim bitti...
SOL yanda tırmık izleri...geçmez ki kedinin tırmaladığı yerin izi!
işte o yüzden 
ya 
LA havle vela kuvvet de kaç kediden...
ya da 
sessizce yaklaş ve sev uyurken!
Sİhirli kedi kurabiyesi,DOlunay evresinde kedi terbiyecisi...

sahi...bi kedi terbiye edilebilir Mİ?

PS. the  cat l♥ves U & Mİ!